Filistin: Direnişin Öncüleri Kadınlar ve Queer Bireyler

Nada ELIA ("Filistin: Sosyalist Bir Giriş" içinde, derleyenler: Sumaya Awad ve Brian Bean, Haymarket Books, 2020, sf. 157–167)

“Bizdeki güç hiçbir erkekte yok. Protestoların ilk gününde gösterdiğim gücü, başka kimsede bulamazsınız.”
— Razan Najjar

Filistin'deki kadınlar ve queer bireyler, Batılıların endişeli bakışları altında yaşam mücadelesi verirken, asıl sorulması gereken, Filistinlilerin nasıl direndiğidir. İsrail'in baskıcı apartheid rejimi altında nasıl var olmayı, sevmeyi ve dayanmayı sürdürdüğümüzdür. Etno-supremasist bir devletin bize nasıl "demografik tehditler" olarak baktığını sorgulamalıyız. İsrail askerlerinin silahsız çocuklara nasıl emir verdiğini, gençlerimizin özgürlük arayışını nasıl koruduğunu görmeliyiz. Biz ne yerleşimci sömürgeciliğe ne de ataerkilliğe boyun eğdik, aksine bir arada durduk ve birbirimizi besledik.

Filistin'den uzakta olanlar, gerçekte kimin baskıcı olduğunu düşünmelidir. Asıl baskıcı İsrail mi, yoksa "geleneksel değerleriyle" sıkışıp kalmış Filistin toplumu mu? Diasporadaki varlığımızın aslında bir tercih olmadığı, İsrail tarafından dayatılan bir gerçeklik olduğunu anlamalıdırlar.

Batı'nın İki Yüzlü Söylemi ve Filistin Meselesi

Filistin meselesi, küresel bir konudur. Filistinlilerin neredeyse yüzde 80'i atalarının topraklarından zorla sürüldü ve İsrail, Batılı güçlerden destek alarak hâlâ mali ve siyasi olarak güçlenmeye devam ediyor. Kurtuluş stratejisinin temelini oluşturan BDS hareketi, Batılı bireylerin İsrail üzerindeki etkisine dikkat çekiyor.

Ancak Batı'nın ana akım söyleminde Filistinli kadınlar ve queer bireyler ya yok sayılıyor ya da sadece "İslami köktendincilik" tarafından baskı altında gösteriliyor. İsrail'in cinsiyet temelli şiddeti ise görmezden geliniyor.

Batı Feminizmi ve Filistinli Kadınların Mücadelesi

Batı feminizmi, Filistinli kadınların mücadelesini göz ardı ederken, 1985'te Betty Friedan'ın Nawal El Saadawi'yi sansürlemesi gibi utanç verici olaylar yaşanmıştır. El Saadawi, kadın sorunlarının siyasetten bağımsız ele alınamayacağını savunarak Batı'nın dar bakış açısını reddetmiştir.

Filistinli Kadınların Direnişi: Sumud ve Çoklu Tehlike

Filistinli kadınlar ve queer bireyler, Batı emperyalizmi ve ataerkil değerlerin baskısı altında sumud (direniş) ruhuyla yaşamlarını sürdürmektedirler. Direniş, silahsız bir şekilde var olma mücadelesini de içerir ve kadınların varlığı zaten bir direniş olarak kabul edilir.

Filistinli Kadınların Direniş Tarihi

Filistinli kadınlar, tarih boyunca aktif bir şekilde direnmiş ve toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele etmiştir. Kadınlar, toplumlarını güçlendirmek ve ulusal kurtuluşu desteklemek adına çeşitli örgütlenmelerde yer almıştır.

Filistinli Kadınların Direniş Örnekleri: Baga al-Gharbiya ve Hind el-Hüseyni

Filistinli kadınlar, tarihte önemli direniş örnekleri sergilemişlerdir. Örneğin, Baga al-Gharbiya köyünde İngilizlere karşı direnen kadınlar, ataerkil sisteme karşı cesur bir duruş sergilemiştir. Aynı şekilde Hind el-Hüseyni, Filistin toplumunun refahı için önemli çalışmalarda bulunmuştur.

Naila ve Ayaklanma: Filistinli Kadınların Direnişi

Filistinli kadınlar, birinci İntifada döneminde, İsrail işgaline karşı direnişte merkezi bir rol oynamıştır. Kadınlar, ataerkil normları kullanarak ayaklanmayı koordine etmiş ve topluma liderlik etmiştir.

Razan Najjar’ın Anısı ve Filistinli Kadınların Gücü

Razan Najjar, İsrail keskin nişancıları tarafından vurularak öldürülen bir paramedik olarak, Filistinli kadınların direnişinin bir sembolü olmuştur. Najjar'ın cesareti ve gücü, Filistinli kadınların direniş ruhunu temsil etmektedir.

Filistinli Kadınlar ve Queer Bireyler: Direnişin Ön Safında

Filistinli kadınlar ve queer bireyler, her alanda ilerici davaların önünde yer alarak, küresel müttefiklerin desteğiyle emperyalist ve İslamofobik söylemlere karşı mücadele etmektedirler. Çünkü bizim koşullarımız, ancak sömürgecilik karşıtı bir bakış açısıyla anlaşılabilir.