FİLM ELEŞTİRİSİ: 'İDEA' FİLMİ SARSICI GERÇEKLERİ ORTAYA KOYUYOR

Yönetmen Tayfun Pirselimoğlu'nun 44. İstanbul Film Festivali'nde gösterilen 'İdea' adlı filmi, sıradan her insanın iktidarı elinde bulunduranlar tarafından bir anda suçlu ilan edilebileceğini gösteren sarsıcı bir yapıt olarak öne çıkıyor. Karanlık bir iş insanına ait boş bir villada bekçilik yapan Kemal'in hayatının 'İDEA' adlı kitapla temas etmesi sonucunda yaşadığı cehennemi anlatan film, günlük politik olaylara ayna tutuyor.

'İDEA' başlıklı kitabın Kemal'e yaşattığı sıkıntılar, filmin derin anlatısında kritik bir rol oynuyor. Fransızcada 'fikir, kavram, düşünce' anlamına gelen 'idea' kelimesi, Kemal'in hayatında beklenmedik bir dönüşüme sebep oluyor. Bekçi Kemal'in 'aydınlanması' tehlike olarak algılanıyor ve takım elbiseli zorbalar tarafından hedef haline getiriliyor.

Filmin yönetmeni Pirselimoğlu, filmin 'kimlik' üzerine odaklandığını belirtiyor. Herkesin her an tehdit altında olduğu bir evren yaratan Pirselimoğlu, günümüz politik ikliminde özgürlüğün illüzyondan ibaret olduğuna vurgu yapıyor. Sebep-sonuç ilişkisinin mantık dışı olduğu filmde, sıradan bir karakterin yaşadığı absürt gerçeklik seyircide derin bir gerilim yaratıyor.

GERÇEKTEN UZAKLAŞTIK

Pirselimoğlu, hakikate dair referansların kaybolduğunu belirterek, "Makul olan her şeyin anlamını yitirdiği bu toplu delirium hali içinde bulduk kendimizi. Hayatın bizi sürüklediği yerde artık aşina olduğumuz mantık çerçevesi yok" diyor. Her şeyin bir tekrardan ibaret olduğunu belirten yönetmen, filmin Kafkaesk atmosferiyle seyirciyi şaşırtmayı başarıyor. 'İdea' filmi, günümüz absürtlüğünü sorgulayan ve izleyiciyi derin düşüncelere sevk eden bir başyapıt olarak dikkat çekiyor.