Dr. Mustafa GÜNDOĞAN - @mustgundogan

Nâzım Hikmet’in Japon Balıkçısı şiirinde betimlediği Daigo Fukuryū Maru (Şanslı Dragon no: 5) adlı balıkçı teknesi, 1 Mart 1954 sabahı patlatılan devasa bir atom bombasının etkisiyle uykusundan sıçradı. Gemidekiler, bomba patladıktan sonra beyaz bir kül tabakasının yağmaya başladığını fark ederek hemen uzaklaşmaya çalıştılar. Ancak bu kül, aslında bombanın buharlaştırdığı radyoaktif atıkların geriye kalanıydı ve mürettebat kısa sürede radyasyon zehirlenmesi belirtileri gösterdi.

RONGELAP ATOLÜ

Bombanın etkisi altında kalan Rongelap Atolü'nde yaşayan yerliler de benzer şekilde radyoaktif külle temas etti ve ciddi sağlık sorunları yaşamaya başladı. Amerikan Atom Enerjisi Komisyonu, adalıları bu durumdan haberdar etmeden tıbbi deneyler için kullanarak, insanlık dışı bir uygulamaya imza attı.

ATOM BOMBASI ÇAĞI

Castle Bravo testinde yaşanan aksaklık, bombanın tasarım hatalarından kaynaklanmıştı. Patlamanın beklenenden çok daha güçlü olması ve radyoaktif bulutun kontrolsüzce yayılması, sorumsuz kararlar ve hatalar zincirinin sonucuydu. Atom bombalarının yıkıcı gücü, Hiroşima ve Nagazaki faciasının ardından insanlığın kaderini değiştirmiş ve korkunç bir çağın kapılarını aralamıştı.

SORUMSUZLUK YÜZÜNDEN YAŞANDI

Castle Bravo'nun yıkıcı etkisi, bilim insanlarının ve karar vericilerin sorumsuzluğuyla açıklanabilir. Tasarım hataları ve yanlış hesaplamalar sonucunda ortaya çıkan bu facia, insanlık adına utanç verici bir sayfaydı. Bikini testlerinin gerçek yüzü ortaya çıktığında, Nâzım Hikmet'in şiirindeki trajik betimlemelerin gerçekliğiyle yüzleşmek zorunda kalındı.