NEOLİBERALİZME KARŞI TERCİHLER

Paul SCHOFIELD

Kim olduğumuzu ve ne yapacağımızı seçme kapasitemizle belirleriz. İnsan olmanın anlamı da budur.

Aydınlanma filozofu Immanuel Kant, insan yaşamının tercihlerle dolu olduğunu savunur. Kant'a göre, insanlık kendi kaderini belirler. Ancak Sophia Rosenfeld'in "The Age of Choice: A History of Freedom in Modern Life" kitabı, tercih kavramının evrimine farklı bir bakış açısı sunuyor. Tercihin sadece bireysel değil, toplumsal bir etkisi olduğunu vurguluyor.

Neoliberalizm, tercihi mutlak iyilik olarak gösterirken toplumu olumsuz etkilediği için eleştiriliyor. Sol düşünceden gelenler ise tercihin bireyciliği teşvik ettiğini düşünüyor. Rosenfeld'in kitabı, bu konuda derin bir düşünme fırsatı sunuyor.

ALIŞVERİŞİN DÖNÜŞÜMÜ

Alışveriş kültürü de zamanla değişti. Eskiden ihtiyaçlar doğrultusunda alışveriş yapılırken şimdi internet üzerinden bireysel tercihler yapılıyor. Bu değişim, piyasa faaliyetlerini etkiledi ve insanları daha bireyci hale getirdi.

Modern çağda tercihlerin özgürlüğünü kısıtlayan unsurlar arttı. Müşteri tatmini artık marka sadakatine dönüştü. Alışveriş, kişisel bağlamını yitirdi ve bireyselci bir hal aldı.

ROMANTİK TERCİHLERİN DÖNÜŞÜMÜ

Rosenfeld'e göre romantik tercihler de evrim geçirdi. Flörtleşme, aile ve toplum baskısından giderek özgürleşti ancak neoliberal çağda flörtleşme bile tüketici tercihi haline geldi. İlişkilerde piyasa mantığı hakim oldu ve romantik bağlar zayıfladı.

DAHA İYİ TERCİHLER YAPMAK

Neoliberal çağda tercihlerimiz bizi bireycilikten uzaklaştırıyor. Piyasa odaklı tercihler, başkalarının çıkarlarını dikkate almamızı engelliyor. Bu durum toplumu mutsuz ediyor ve kolektif tercihlerin önemini hatırlatıyor.

Kaynak: Jacobin.com

Çeviren: Yusuf Tuna KOÇ