Kayyum Rektör Naci İnci, Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilere yönelik artan baskıları haklı çıkarmaya çalıştı

Kayyum rektör Naci İnci, BBC Türkçe'nin Boğaziçi Üniversitesi’ne dair hazırladığı haberde yer alan ifadeleriyle yeniden yoğun tepki topladı. Öğrenciler üzerindeki baskıyı arttırmak amacıyla kampüse yerleştirilen kameralar ve görevlendirilen polisler hakkında “Her tarafta kameralar var mı? Olmalı, kesinlikle olmalı. Öğrenciler gizli de olsa alkol tüketiyorlar. Tabii kızların dirençleri daha düşük olduğu için iradelerini kaybediyorlar ve istismara açık hale geliyorlar” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nden tek imzayla çekilen Saray rejiminin atadığı kayyum rektör, cinsiyetçi ve mağdur suçlayıcı diliyle kadın mücadelesini görmezden gelen bir söylem benimsedi.

‘TEDBİR DEĞİL YAŞAM TARZI DAYATMASI’

Üniversite yurtlarında konaklayan bir kadın öğrenci düzenlenen uygulamaların yaşam tarzı dayatması olduğunu vurgulayarak “Yıllardır yürürlükte olan Öğrenci Yurtları Yönergesini değiştirdiler. Yoklama saatini öne çektiler. 19 Mart’ı takip eden haftada eylemlere yoğun katılım varken turnikelerin bozulduğunu iddia ederek imza ile yoklama alınacağını söylediler. Oldukça olağandışı çünkü 3 senedir Boğaziçi yurtlarında kalıyorum, çok sık turnike problemi yaşıyoruz, hiçbir zaman bu tarz bir çözümle gelmediler. Açıkçası bizi baskı altına almak için kampüsü donattıkları kameralar dışında bir tedbir görmedim hatta sözde “güvenli” yurdumuza birkaç kere yabancı erkekler girdi ve öğrencilerin fotoğrafını çekti” diye anlattı.

İnci’nin hak mücadelesiyle taban tabana zıt ifadelerini reddettiğini ekleyen üniversite öğrencisi: “Kayyum, kendisinin asla bir akademik kimliği olmadığını, sadece ülkenin en iyi üniversitelerinden birini hükümet lehine kontrol altında tutmak amacıyla atandığını tüm açıklamalarıyla bize kanıtladı. Yalanlarıyla, yaptığı kısıtlamaların kulpunu bulmaya çalışıyor, öğrenci kulüplerimizi karalıyor. Naci İnci tacize uğrayan kadınların travmalarını söylediği gibi umursuyorsa atanır atanmaz işlevsizleştirdiği CİTÖK’ü tekrar işler hale getirsin. Naci İnci benim rektörüm değil. Üniversitelerimizde fail aklayan rektör istemiyoruz” dedi.

∗∗∗

MAĞDUR SUÇLAYICILIK NEDİR?

Mağdur suçlayıcılık, bir suç ya da hak ihlaliyle karşı karşıya kalan mağdurun, yaşadığı olaydan dolayı kısmen ya da tamamen sorumlu tutulması anlamına gelir. Bu tutum, özellikle cinsel saldırı, taciz, aile içi şiddet ve kadın cinayetleri gibi toplumsal cinsiyet temelli suçlarda sıklıkla görülür. Yani kadınların maruz bırakıldığı şiddeti, tacizi vs. görünmez kılmayı amaçlar. Mağdur suçlayıcılık failin sorumluluğunu görünmez kılarak, mağdurun davranışlarını, kıyafetini, bulunduğu yeri ya da saatini sorgular. Mağdur suçlayıcılık patriarkal şiddetin ideolojik araçlarından biridir.

TEHLİKELER NELER

İkincil travmaya yol açar: Mağdur bir kez daha psikolojik olarak zarar görür ve travma yaşar.

Adaleti engeller: Suçlular cezalandırılmadan, hesap vermeden toplumda varlığını sürdürür.

Toplumsal sessizliği pekiştirir: İnsanlar yaşadıklarını anlatmaktan çekinir.

Faili cesaretlendirir: Sorumluluktan kaçan fail, yeni suçlara yönelebilir.