İmamoğlu, CHP'nin Kurultay Soruşturmasında Soruları Tek Tek Yanıtladı: Muhalif Tavrıyla Dikkat Çekti
Olayın Özeti
📌 Olayın Özeti
CHP'nin kurultayında "para karşılığı oy kullandırıldığı" iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında Ekrem İmamoğlu, SEGBİS üzerinden ifade verdi ve savcının sorularını tek yanıtladı. İmamoğlu, iddialara karşı çıkarak hukukun siyasetin sopası haline getirilmesini ve adalet duygusuna ihaneti eleştirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, cezaevinde tutuklu bulunduğu dönemde "para karşılığı oy kullandırıldığı" iddialarıyla ilgili SEGBİS üzerinden ifade verdi. İmamoğlu, tüm soruları tek cümleyle yanıtlayarak, "İftira, dedikodu ve siyasi manipülasyonlar sadece bireylere değil, doğrudan milletin iradesine ve demokrasiye saldırıdır. Bu tür akıl ve vicdan dışı senaryoları yargının figüranı yapmaya çalışmak, sadece hukuki bir çöküş değil, aynı zamanda halkın adalet duygusuna ihanettir" dedi.

İmamoğlu: "İftira ve Siyasi Siparişler Halkın Adalet Duygusuna İhanettir"
CHP'nin 4-5 Kasım 2023'te toplanan 38’inci Olağan Kurultayı'nda "para karşılığı oy kullandırıldığı" iddiasıyla başlatılan soruşturma devam ediyor.
86 şüpheli arasında yer alan CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına SEGBİS üzerinden ifade verdi.
Savcı, İmamoğlu'na 9 soru yöneltti.
İmamoğlu, sadece başsavcılığın sorularına yanıt vermek istediğini belirterek, şunları söyledi:
"Adına tanık denilen ancak tanık olmayan aynı 3-5 isim her seferinde yeni bir dosyada yeniden sahneye çıkarılıyor. Ya benim ya da partimin üzerine yeni bir iftira kurgulamakla görevlendiriliyorlar.
Madem bu kadar vazgeçilmezler, hepsini toplayıp İstanbul’daki soruşturmaya da göndersinler. Hiç şaşırmam, muhtemelen orada da ifadeleri hazırdır, belki de vermişlerdir. Asıl sorulması gereken şudur. Bu akıl dışı beyanları kimlerin ezberlettiğini, hangi odakların bunlara yol tarif ettiğini sorgulamak yerine bağımsız olması beklenen yüce Türk yargısının bu kişileri ‘muteber tanık’ ilan etmesi hangi hukuk anlayışı ile bağdaştırılabilir?"
"Halkın Adalet Duygusuna Açık Bir İhanet"
"Hukuk bir ülkenin onurudur. Adaletin terazisine iftirayı, dedikoduyu, siyasi siparişleri koymak sadece bireylere değil, doğrudan milletin iradesine ve demokrasimize saldırıdır. Yargının akıl ve vicdan dışı bu senaryoların figüranı hâline getirilmeye çalışılması yalnızca bir hukuki çürüme değil, aynı zamanda halkın adalet duygusuna açık bir ihanettir. Milletimize çok büyük bedeller ödeten bu sürecin, hukuku siyasetin sopası hâline getiren ve bu gidişata sessiz kalan herkesi bu suçun ortağı hâline getireceği bir gerçektir.”