Anayasa Değişikliği: Göründüğünün Ardında Neler Var?
Olayın Özeti
📌 Olayın Özeti
8 Mart'ta kadınlar yasaklara rağmen sokaklara çıktı, İstanbul'da son yılların en kitlesel eylemi gerçekleşti ve tek adam rejimi karşıtı sloganlar atıldı. Eğitim Sen'in toplumsal cinsiyet eşitliği dersi işleme kararı hedef gösterilerek eleştirildi, 9 Mart'ta iktidar yanlısı Eğitim Bir Sen ve Milli Eğitim Bakanlığı kararları eleştirdi ve adli süreçler başlattı.
**Yeni Rejim Açısından Önemli Bir Adım: Anayasa Değişikliği Süreci Hızlanıyor** Aile yılı çağrısı, özellikle kadınları hedef alsa da aslında laikliği, halkın ve emekçilerin haklarını tehdit ediyor. Bu çağrı, yeni rejimin kalıcı hale gelmesi için anayasa değişikliğini hızlandırmayı amaçlıyor. Bu sürecin daha da hızlanacağı açıkça belirtiliyor.

Kadınlar 8 Mart'ta Sokaklarda: Tek Adam Rejimine Karşı Haykırış!
Ülkenin dört bir yanında kadınlar, 8 Mart'ta yasaklara rağmen sokaklardaydı. İstanbul'da tarihin en büyük eylemi gerçekleşti ve en çok duyulan sloganlar, tek adam rejimine karşı atıldı.
Eğitim Sen, yıllardır 8 Mart haftasında toplumsal cinsiyet eşitliği dersleri vermek istiyor ancak bu yıl kararları hedef haline geldi. İktidar yanlısı Eğitim Bir Sen, Eğitim Sen'i ve alınan kararları eleştirdi. Milli Eğitim Bakanlığı ise dersleri işleyen Eğitim Sen üyeleri hakkında adli ve idari işlemler başlatacağını duyurdu. Valilikler de benzer açıklamalar yaparak toplumsal cinsiyet eşitliğini tehdit olarak gördü. Bu durum, bakanlığın, valiliklerin ve "sendikaların" aynı anda saldırıya geçtiğini gösteriyor.
Anayasa değişikliklerinin kadınların haklarına yönelik bir ayrımcılık olduğu ortaya çıkıyor. Özellikle Medeni Kanun'da yapılmak istenen değişiklikler, kadınların haklarına büyük tehdit oluşturuyor. Bu düzenlemeler, kadınları ev içindeki rollerine hapsetmeyi amaçlıyor ve kadınların kazanılmış haklarını gasp ediyor.
KOPYALA YAPIŞTIR AÇIKLAMA
Memur Sen'in "Aile ve Kadın Politikalarına Yeni Bir Paradigma" raporunda da aynı tehlikeli maddelerin olduğu görülüyor. İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi yeterli görülmemekte, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un da kaldırılması isteniyor. Bu durum, kadınların haklarına yönelik bir saldırıdan başka bir şey değil.
MEDENİ KANUN HEDEFTE
Medeni Kanun'un değiştirilmesi gerektiğini savunanlar, aile reisliğini yeniden vurgulayarak kadınları geri plana itiyor. Kadınların çalışma haklarına yönelik düzenlemeleri de eleştiriyor ve kadınları ev içindeki rollerine hapsediyorlar. Bu düzenlemeler, kadınların özgürlüğüne büyük darbe vuruyor.
Kadınların haklarına yönelik bu saldırılar, sadece toplumsal cinsiyetle ilgili değil, aynı zamanda rejim ve yönetim meselesidir. Kadınlar, eşitlik mücadelesinden asla vazgeçmeyecekler!
EŞİTLİK MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), Türk Ceza Kanunu ve diğer kanunlara yönelik yapılan değişiklikleri eleştirerek temel hak ve özgürlüklerin tehdit altında olduğunu vurguluyor. Siyasal iktidarın aile odaklı politikalarının, eşitlik karşıtı düzenlemeleri meşrulaştırmak için kullandığı tasarılar, kadınların haklarını tehlikeye atıyor. Bu durum karşısında dayanışma içinde olmak ve mücadeleye devam etmek zorundayız.